Toplumların zihniyetini, o döneme kadar
ortaya koyulmuş eserler belirler. Kitaplar, filmler, şiirler gibi sayısız tür
geçmiş dönemlerin mirasçılığını üstlenmekle birlikte geleceğe yön vermeye çalışır.
Bu eserler bir harman görevi görür ve geniş çerçevede toplumların zihniyetini, özele
inildiğinde ise bireylerin düşünce yapısını oluşturur. Bugün şöyle bir
bakıldığında her birimizin favori filmleri, favori şiirleri veyahut başucu
kitapları bulunmaktadır. Bu favori eserler, sahip olduğumuz diğer tüm
yapıtlardan farklı olarak bizleri içine çekmiş ve bugün bizlerin dünya
görüşünü, düşünce yapısını şekillendirmiştir. Paulo Coelho’nun kaleme aldığı
‘Simyacı’ da bu kılavuzculuk rolünü üstlenen, felsefi öğütler içeren ölümsüz
bir başucu kitabı niteliğindedir.
İnsanoğlu, hayattan beklentileri olduğu sürece
vardır. İnsanın yaşamını anlamlı kılan, geçirdiği her saniyeyi değerli yapan
edindiği ülküsüdür. Diğer türlü, bir ülküsü olmayan insan hayat üzerine
düşünmeye, yaşamın varlığını sorgulamaya başlar ve soruların yanıtı olmayan bu
dipsiz kuyu insanı mutsuz kılar. Bunun en güzel örneği yaşlılardır. Belli bir
yaşa gelip de fizyolojik yetersizliklerden dolayı yaşamsal faaliyetlerini
birilerinin yardımıyla gerçekleştirmek zorunda olan yaşlılar, hızlıca akan bir
ömrün sonunda kendilerini bu dipsiz kuyuda bulmakta ve yaşama tutunacak bir
sebep bulamamaktan ötürü kendi sonlarını kendi elleri ile getirmektedirler. Yaşlıların
aksine, bir ülküsü olmasa bile gençler veya orta yaştaki insanlar daha
şanslıdır çünkü önlerinde ne kadar olduğu bilinmese de hedef edinmek için
zamanları vardır. Clarence Darrow’un “Yirmi yaşında bir insan, dünyayı
değiştirmek ister. Yetmiş yaşına gelince yine dünyayı değiştirmek ister ama yapamayacağını
bilir.” sözü bu durumu özetler niteliktedir.
Bir
ülküye sahip olmak insanı sürekli diri tutar ve yaşama tutunmasını sağlar fakat
bunu başarabilmek, hedeflerin peşinden gitmek kolay değildir ve zor bir süreç
gerektirir. Dönemin baskın gücü kiliseye karşı gelerek, Dünya’nın sabit
olduğuna inanan papazların aksine, Dünya hem kendi etrafında hem de güneşin
etrafında dönüyor diyen Galileo, kiliseye aykırı görüşleri yüzünden çıkarıldığı
idam sehpasında bile ülküsünden vazgeçmemiş ve fısıldayarak da olsa “Ama Dünya
yine de dönüyor” demiştir. Galileo’nun iradesi ve kararlı duruşu er ya da geç
onu haklı çıkarmıştır. Tarihte, bu örnekte olduğu gibi hedeflerinin peşinden
koşan birçok insan var olmuş ve başarılmış ilham verici sayısız hikâyecik
meydana getirmişlerdir. Hiçbir hayat hikâyesi yoktur ki hayallerin peşinden
koşulmuş, tökezlense bile vazgeçilmemiş ve sonunda başarıya ulaşılmış olmasın.
Kitabın ana karakteri Santiago da, karşılaştığı her türlü zorluğa göğüs germiş
ve tüm o çöl yolculuğunun sonunda İspanya’da -bir zamanlar koyun otlattığı- o
kilisenin bahçesini kazmış ve hazineye ulaşmış.
Bizi biz yapan, yaşamlarımızı değerli kılan
hedeflerimizdir. Gündelik hayatlarımızın sıradanlığının yanı sıra her birimizin
eğrisiyle doğrusuyla bir hedefi, peşinden koştuğu bir ülküsü vardır. Kimimiz
vizeleri, finalleriyle uğraşan öğrenci, kimimiz yoğun tempoda çalışan bir baba
veyahut çocuklarına bakan bir anneyiz. Üzerimizdeki sorumluluklar bile bizleri
yeterince yormakta, bizlerin enerjisini almakta ve ideallerimize ulaşmamızda
bir engel niteliğinde fakat hedeflerimizi değerli kılan bu zorluklardır. Albert
Einstein’ın “İnsanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil, prensipleri ve
inançlarıdır.” sözü bu durumu özetler niteliktedir. İnsanlığın başlangıcından
bu yana milyarlarca insan yaşamıştır fakat Galileo gibi sayılı isim şu an
başarı hikâyeleriyle anılmaktadır çünkü onların inandıkları ülkü uğruna kendi
canlarını ortaya koymaları, tek bir gün tökezlemeden ilerlemeleri, karamsarlığa
kapılmadan doğru bildiklerini haykırmaları onları başarıya ulaştırmıştır ve
bugün onları ölümsüz kılmıştır. Belki de tarihten çıkarılacak en büyük ders bu
olsa gerek. Hedefleri uğrunda mücadele eden, çıktığı yoldan geri dönmeyen her
insan yolun sonunda başarıya ulaşmaktadır. Sahip olduğunuz hedefler,
edindiğiniz ülküler uğrunda tek bir gün bile karamsarlığa kapılmadan başarıya
ulaşmanız dileğiyle.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder