3 Mayıs 2015 Pazar

Pusula

     Toplumların zihniyetini, o döneme kadar ortaya koyulmuş eserler belirler. Kitaplar, filmler, şiirler gibi sayısız tür geçmiş dönemlerin mirasçılığını üstlenmekle birlikte geleceğe yön vermeye çalışır. Bu eserler bir harman görevi görür ve geniş çerçevede toplumların zihniyetini, özele inildiğinde ise bireylerin düşünce yapısını oluşturur. Bugün şöyle bir bakıldığında her birimizin favori filmleri, favori şiirleri veyahut başucu kitapları bulunmaktadır. Bu favori eserler, sahip olduğumuz diğer tüm yapıtlardan farklı olarak bizleri içine çekmiş ve bugün bizlerin dünya görüşünü, düşünce yapısını şekillendirmiştir. Paulo Coelho’nun kaleme aldığı ‘Simyacı’ da bu kılavuzculuk rolünü üstlenen, felsefi öğütler içeren ölümsüz bir başucu kitabı niteliğindedir.



      İnsanoğlu, hayattan beklentileri olduğu sürece vardır. İnsanın yaşamını anlamlı kılan, geçirdiği her saniyeyi değerli yapan edindiği ülküsüdür. Diğer türlü, bir ülküsü olmayan insan hayat üzerine düşünmeye, yaşamın varlığını sorgulamaya başlar ve soruların yanıtı olmayan bu dipsiz kuyu insanı mutsuz kılar. Bunun en güzel örneği yaşlılardır. Belli bir yaşa gelip de fizyolojik yetersizliklerden dolayı yaşamsal faaliyetlerini birilerinin yardımıyla gerçekleştirmek zorunda olan yaşlılar, hızlıca akan bir ömrün sonunda kendilerini bu dipsiz kuyuda bulmakta ve yaşama tutunacak bir sebep bulamamaktan ötürü kendi sonlarını kendi elleri ile getirmektedirler. Yaşlıların aksine, bir ülküsü olmasa bile gençler veya orta yaştaki insanlar daha şanslıdır çünkü önlerinde ne kadar olduğu bilinmese de hedef edinmek için zamanları vardır. Clarence Darrow’un “Yirmi yaşında bir insan, dünyayı değiştirmek ister. Yetmiş yaşına gelince yine dünyayı değiştirmek ister ama yapamayacağını bilir.” sözü bu durumu özetler niteliktedir.

    Bir ülküye sahip olmak insanı sürekli diri tutar ve yaşama tutunmasını sağlar fakat bunu başarabilmek, hedeflerin peşinden gitmek kolay değildir ve zor bir süreç gerektirir. Dönemin baskın gücü kiliseye karşı gelerek, Dünya’nın sabit olduğuna inanan papazların aksine, Dünya hem kendi etrafında hem de güneşin etrafında dönüyor diyen Galileo, kiliseye aykırı görüşleri yüzünden çıkarıldığı idam sehpasında bile ülküsünden vazgeçmemiş ve fısıldayarak da olsa “Ama Dünya yine de dönüyor” demiştir. Galileo’nun iradesi ve kararlı duruşu er ya da geç onu haklı çıkarmıştır. Tarihte, bu örnekte olduğu gibi hedeflerinin peşinden koşan birçok insan var olmuş ve başarılmış ilham verici sayısız hikâyecik meydana getirmişlerdir. Hiçbir hayat hikâyesi yoktur ki hayallerin peşinden koşulmuş, tökezlense bile vazgeçilmemiş ve sonunda başarıya ulaşılmış olmasın. Kitabın ana karakteri Santiago da, karşılaştığı her türlü zorluğa göğüs germiş ve tüm o çöl yolculuğunun sonunda İspanya’da -bir zamanlar koyun otlattığı- o kilisenin bahçesini kazmış ve hazineye ulaşmış.

     Bizi biz yapan, yaşamlarımızı değerli kılan hedeflerimizdir. Gündelik hayatlarımızın sıradanlığının yanı sıra her birimizin eğrisiyle doğrusuyla bir hedefi, peşinden koştuğu bir ülküsü vardır. Kimimiz vizeleri, finalleriyle uğraşan öğrenci, kimimiz yoğun tempoda çalışan bir baba veyahut çocuklarına bakan bir anneyiz. Üzerimizdeki sorumluluklar bile bizleri yeterince yormakta, bizlerin enerjisini almakta ve ideallerimize ulaşmamızda bir engel niteliğinde fakat hedeflerimizi değerli kılan bu zorluklardır. Albert Einstein’ın “İnsanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil, prensipleri ve inançlarıdır.” sözü bu durumu özetler niteliktedir. İnsanlığın başlangıcından bu yana milyarlarca insan yaşamıştır fakat Galileo gibi sayılı isim şu an başarı hikâyeleriyle anılmaktadır çünkü onların inandıkları ülkü uğruna kendi canlarını ortaya koymaları, tek bir gün tökezlemeden ilerlemeleri, karamsarlığa kapılmadan doğru bildiklerini haykırmaları onları başarıya ulaştırmıştır ve bugün onları ölümsüz kılmıştır. Belki de tarihten çıkarılacak en büyük ders bu olsa gerek. Hedefleri uğrunda mücadele eden, çıktığı yoldan geri dönmeyen her insan yolun sonunda başarıya ulaşmaktadır. Sahip olduğunuz hedefler, edindiğiniz ülküler uğrunda tek bir gün bile karamsarlığa kapılmadan başarıya ulaşmanız dileğiyle.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder